Mimarlığın temel uğraş alanı olan “mekân”, sinemanın da önemli bir konusudur. 20.yy’ın başından bu yana mekân ekseninde artarak ilişki kuran Mimarlık ve Sinema, birbirine yeni görme, düşünme ve temsil etme biçimleri önererek, birbirini etkilemeyi ve dönüştürmeyi sürdürür. Mimarlık mekânı eleştirerek, temsil ederek, dönüştürerek nasıl farklı biçimlerde kuruyorsa; sinema da onu farklı biçimlerde üretir ve izleyiciye farklı okumalar yaptırabilir. Hareketli görüntüler toplamı olan sinema, yerin ve hayatın çok boyutlu tasviriyle mimari temsilin boyut kısıtlamasını aşar; mimari mekânsal üretim ise gündelik hayatı kuran temel bir sosyo-kültürel öğe olarak filmin hikâyesine canlılık katar.
Buradan yola çıkarak mekân kavramı temelinde ilerleyen bu atölye, film ve mekân ilişkisi ve filmde kullanılan mekân imgesi üzerine çeşitli teorik anlatımlar, tartışmalar, film analizleri ve okumalarla devam eder. Her bir katılımcıdan atölye sürecinin sonunda, Nesin Köyü veya çevresindeki fiziksel veya düşsel mekân çerçevesinde, bir temsil biçimi olan sinematografinin montaj gibi tekniklerini kullanarak, bir kısa film çekmesi beklenir. Akşamları filmler izlenir ve filmlerin yönetmeni eşliğinde film mekânları üzerine söyleşiler yapılır.